top of page


Ekmek, Sirk ve Sessizlik: Roma Halkını Nasıl Uyuttular ?
MÖ 1. yüzyıldan itibaren Roma'da siyasal alan ile toplumsal beklentiler arasındaki ilişki köklü bir dönüşüme uğramıştır. Cumhuriyet’in kuruluş ilkelerinde yurttaş kimliği, yalnızca askeri ya da vergi yükümlülüğüyle değil, aynı zamanda kamusal tartışmalara katılım hakkıyla tanımlanmaktadır.
24 Tem4 dakikada okunur


Bir İmparatorluk Nostaljisi: Osmanlı’ya Duyulan Özlem Neden Bu Denli Güçlü ?
Osmanlı, tarihsel bir gerçeklikten ziyade bir duyguya dönüştüğünde, mesele artık yalnızca geçmişi anlamak değil; bugünü nasıl hayal ettiğimizle de ilgili hale gelir. Ülkemizde, yıkılışından bir yüzyıl sonra dahi Osmanlı’yı sevenlerin sayısı artmakta, hatta bu sevgi artık bir tür kimlik beyanına dönüşmektedir. Ancak sevilen şeyin ne olduğu sorusu çoğu zaman sorulmaz: Bir hanedan mı, bir fetih geleneği mi, yoksa adaletle özdeşleştirilmiş hayali bir düzen mi ?
21 Tem5 dakikada okunur


Kader Planı: Kimler Kimlerle Beraber ...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 12 Temmuz 2025 tarihli açıklamaları, kamuoyuna "barış" ve "toplumsal birlik" söylemleri üzerinden sunulsa da, bu beyanların ardında yatan asıl motivasyon çok daha belirgindir: Cumhurbaşkanlığı süresini "hukuken" mümkün kılacak bir Anayasa değişikliği süreci başlatmak.
12 Tem8 dakikada okunur


Suya Yazı Yazmak: İsrail-İran Geriliminde Enerji, Geçiş Hatları ve Yeni Boru Hattı Diplomasisi
Orta Doğu’da yükselen her silah sesi, yalnızca güvenlik mimarisine değil; aynı zamanda bölgenin enerji damarlarına da yöneltilmiş bir tehdidi temsil etmektedir. İsrail ile İran arasında uzun yıllardır devam eden ideolojik ve askeri çekişme, son dönemde açık çatışma ihtimaline her zamankinden daha fazla yaklaşmış görünmektedir.
23 Haz8 dakikada okunur


İran - İsrail Geriliminin Görünmeyen Sınırları
1979’daki İran Devrimi’nden bu yana Ortadoğu’nun en sert fay hatlarından biri, kuşkusuz, İsrail ile İran arasındaki derin ve ideolojik temelli karşıtlıktır. Bu iki aktör arasında geçen on yıllar boyunca sıcak bir savaş yaşanmamış olsa da, vekalet savaşları, istihbarat operasyonları, siber saldırılar ve suikastlar üzerinden süregelen kesintisiz bir çatışma hali söz konusudur.
16 Haz9 dakikada okunur


Lozan’ın Siyasi ve Hukuki Mirası
Lozan Antlaşması (24 Temmuz 1923), Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası hukuk nezdinde tanınmasını sağlayan ve Osmanlı'nın Sevr ile parçalanma sürecine son veren kurucu bir diplomatik belgedir. Ancak bu antlaşma yalnızca bir dış siyaset zaferi değil, aynı zamanda yeni ulus-devlet modelinin ideolojik ve hukuki temelidir.
20 May5 dakikada okunur