top of page

29 mayıs 1453: İstanbul'un Fethi'nin Kronolojik Öyküsü

ree

  • 6 - 7 Nisan: İlk top ateşi başlar. Edirnekapı yakınındaki surların bir kısmı yıkılır. Gece vakti savunucular bu gediği kapatırlar. Osmanlı Kuvvetleri tarafından hendeklerin doldurulmasına ve yeraltında lağımlarının kazılmasına başlanır.


  • 9 Nisan: Baltaoğlu Süleyman Bey idaresindeki Osmanlı donanması, Haliç'e girmek adına ilk saldırıyı gerçekleştirir. İkinci Mehmet, Haliç Surları'nı kuşatma dışında bırakmak istememektedir.


  • 11 Nisan: Büyük toplarla surların dövülmesine başlanır ve surlar yer yer yıkılır. Savunucular, ağaç kızaklar ve toprak doldurulmuş torbalar ile siper yapmak suretiyle gediği kapatmaya çalışırlar.


  • 12 Nisan: Baltaoğlu, Haliç'e çekilmiş olan zinciri koruyan Hıristiyan gemilerine saldırı girişiminde bulunur. Denizde gerçekleşen mücadelede, yüksek bordalı Venedik kadırgalarının da etkisiyle, Bizans birlikleri üstün gelir. Bu başarı, kent halkı ile savunucuların moralini ve gayretini yükseltir. Osmanlı ordusunda ise moral bozukluğu baş gösterir. Sultanın emri doğrultusunda havan topuyla Haliç'teki gemiler dövülmeye başlanır ve bir düşman kadırgası, bu atışlar sonucunda batırılır.


  • 18 Nisan: İlk büyük taarruz. O gece, çalan davulların ve meşalelerin eşliğinde top atışları sonucunda surlarda açılan gediğe güçlü bir saldırı gerçekleştirilir. 4 saat süren mücadeleden herhangi bir netice alınamaz. Osmanlı birliklerinin, kazıklarla yapılmış siperi yakma girişimi başarısız olur.


  • 20 Nisan: Papa'nın gönderdiği erzak ve silah yüklü 3 Ceneviz gemisi ile buğday yüklü büyük bir Bizans gemisi Çanakkale'yi geçmek suretiyle cuma sabahı Konstantinopolis önüne gelir. Sultan Mehmet kıyıya dek atını sürerek Baltaoğlu'na gemileri ele geçirmesi veya batırması adına sert emirler verir. Kent halkı ise bu esnada Akropolis Tepesi'ne (Topkapı Sarayı Tepesi) toplanmış, sonucu kaygı ve heyecanla beklemektedir. Tam bu sırada bir lodos çıkmış ve kabaran deniz, Osmanlı gemilerinin manevra kabiliyetini güçleştirmiştir. Öte yandan, yüksek bordalı düşman gemilerinden atılan ok ve kargılar, Osmanlı askerine göz açtırmamaktadır. Donanmasının atıl kaldığını görerek gazaba kapılan genç sultan, atını denize sürerek adeta savaşa bizzat katılmak ister.


    Nihayetinde akşama doğru rüzgar birden lodostan poyraza çevirir ve yelkenlerini şişiren 4 Hıristiyan gemisi, Osmanlı donanmasını yararak Haliç'e yaklaşır ve geceleyin alçaltılan zincirin üzerinden geçerek şehre ulaşır. Bir Bizans kroniğine göre; bu mücadelede Hıristiyanlar 23, Osmanlılar ise 300 asker kaybetmiştir. Sultanın hiddetine maruz kalan Baltaoğlu azledilmiş ve idamdan güçlükle kurtulmuştur. Donanmanın başına Çakırcıbaşı Hamza Bey getirilir. Bu başarısızlık, Osmanlı ordusunda ciddi bir bozgun havası estirse de, genç sultan itidalini kaybetmez ve ertesi gün bombardımanın şiddetlendirilmesi emrini vererek askerini cesaretlendirir. Öte yandan Mehmet, donanmasını Dolmabahçe üzerinden Haliç'e indirmek için de hareket geçmiş durumdadır. Tursun Beg'e göre bu proje, önceden düşünülmüş ve Galata kara surlarının hendekleri boyunca Tophane'den Kasımpaşa koyuna dek bir yol inşa edilmiş, gemileri çekecek kızaklar hazırlanmıştır.


  • 22 Nisan: Sabahtan öküzlerin çektiği ve yüzlerce kişinin iki taraftan halatlarla dengelediği 70 kadar gemi, kızaklar üzerinde karada seyre başlar. Öğle vakti geldiğinde ise gemiler, savunucuların hayret ve korku dolu bakışları arasında Haliç'e inmiş durumdadır.


  • 28 Nisan: Bizans'ın Haliç'e inen Osmanlı donanmasını yakma girişimi, casusları vasıtasıyla tehditten haberdar olan Sultan Mehmet'in kıyıdan açtırdığı şiddetli top ateşi sayesinde sonuçsuz kalır ve düşman gemilerinden ikisi tahrip edilir. Haliç zaferi, kuşatma esnasında Osmanlıların moralini yükselten mühim bir hadisedir. Keza kent artık Haliç dahil deniz surları yönünden tamamen kuşatılmış haldedir. Cenevizliler, tarafsız görünmek ile birlikte, o güne dek el altından gıda ve asker takviyesi sağlamak suretiyle savunucuları desteklemişlerdir. Osmanlı donanması Haliç'e indiğinde ise "tam tarafsızlığı" gözetmek zorunda kalmışlardır.


    Sultan, Haliç'in iki yakasındaki kuvvetler arasında ulaştırmayı kolaylaştırmak için Ayvansaray ile Sütlüce arasına bir köprü yapılması emrini verir. Köprü, ivedi bir biçimde, birbirine sıkı sıkıya bağlı büyük fıçılar üstüne kalaslar döşenerek yapılır. Daha sonra köprüye bağlı bulunan platform üzerine toplar yerleştirilir ve Blakhernai (bkz: Ayvansaray) Surları dövülmeye başlanır. Kentte erzak sıkıntısı artmış, dışarıdan yardım gelmediği takdirde teslim olma emareleri kendisini göstermeye başlamıştır. Bizans'ın bütün ümidi, Venedik donanmasının vaktinde yetişmesine bağlıdır. 13 Nisan'da Amiral Aloise Longo'ya verilmiş olan talimat, hızla Tenedos'a (bkz: Bozcaada) gitmesi yönündedir. Orada, Baş Kaptan Pietro Loredano'nun kendisine katılmasını bekleyecektir. Öte yandan Venedik, sultan ile imparator arasında barış yapılma ihtimalini pek de uzak görmemektedir. İtalyanların tasavvuruna göre; eğer donanmaları kente vardığında Osmanlı fethi gerçekleşmiş ise donanmayla beraber gitmiş olan elçi Bartolomeo Marcello, sultana Venedik'in barışsever niyetleri hakkında güvence verecektir. Diğer taraftan Papalık da Venedik'ten kiralayıp Konstantinopolis''e göndermeyi düşündüğü 5 kadırga için acele etmemektedir. O günlerde Bizans İmparatoru, Cenevizliler aracılığıyla Sultan Mehmet ile görüşmek ister. Cenevizlilerin bir barıştan elde edebilecekleri kazanç ayan beyan ortadadır. Sultan, koşulsuz teslim karşılığında kent halkının canı ve malı adına kesin güvence verir. Ayrıca teslimin ardından imparator da serbestçe Mora'ya gidebilecektir. Ancak bu kısa görüşmelerden herhangi bir sonuç alınamaz. Kentin düşmesinin akabinde Lukas Notaras, sultana kenti teslim etmeyi düşündüklerini lakin İtalyanların buna razı olmadıklarını ifade edecektir. Bir ara imparatorun kaçmasını ve Balkanlar'da bir ordu hazırlayarak dışarıdan savaşla kenti kurtarmasını tavsiye edenler de olmuş fakat kentten ayrıldığı takdirde savunmanın çökeceği düşüncesinde olan Konstantin, bu öneriye sıcak bakmamıştır.


  • 7 Mayıs: Osmanlı Kuvvetleri, ağır bombardımanın ardından gecenin ilk saatlerinde Topkapı kesiminde artık doldurulmuş halde olan hendeği aşmak suretiyle büyük bir saldırı başlatmış, 3 saat süren çarpışmadan herhangi bir sonuç alınamamıştır.


  • 12 Mayıs: Gece yarısı, surların zayıf kesimi konumundaki Blakhernai ve Theodosius surlarının bitiştiği yere yoğun bir taarruz gerçekleştirilmiş ancak Osmanlı askeri gedikteki siperi aşamamıştır.


  • 16 - 23 Mayıs: Yoğun top ateşine ve lağım kazma çalışmalarına devam edilir.


  • 18 - 23 Mayıs: Sultan Mehmet'in yeni bir sürprizi: Ağaçtan teşkil bir yürür-kule, Meseteinon (Topkapı) kesiminde surlara doğru yürütülür. Kulenin koruması altında hendeğin doldurulmasına devam edilir. Ancak kulenin savunmacılar tarafından yakılması ve lağımların etkisizleştirilmesi sonucunda mezkur girişim başarısız olur.


  • 23 Mayıs: Bir Venedik Brigantini, Osmanlı gemilerinin takibinden kurtulup Haliç'e girer. Venedik donanmasından veyahut Macarlardan herhangi bir haber yoktur. Şehirde umutsuzluk yaygınlaşır. Öte yandan Osmanlı ordusunda da tedirginlik hakimdir; surların ekseriyeti yıkılmış ancak yağma ilan edilmemiştir ve asker genel saldırıdan alıkonmaktadır. Macar elçileri ordugaha gelir ve evvelce Hünyadi Yanoş ile yapılmış olan anlaşmayı tanımadıklarını bildirirler. Haber, orduda huzursuzluğa sebebiyet verir.


  • 25 Mayıs: Venedik donanmasının Ege'ye vardığı haberi ordugaha ulaşır. Durum sıkışıktır. Konstantin'e, şehri teslim etmesi için İsmail Bey yeniden elçi olarak gönderilir. İsmail Bey, imparatorun elçisiyle geri döner. Sultan Mehmet, 100 bin altın ödenmesini ve kentin teslimini talep eder. İtalyanların ayak diremesi sonucu, görüşmeler yine sonuçsuz kalır.


  • 26 Mayıs: Venediklilerin ve Macarların yardıma gelmekte olduğu haberi asker arasında yayılır, orduda umutsuzluk yaygınlaşır; genç ve tecrübesiz sultana karşı çatlak sesler yükselmeye başlar. Ahvalin bu şekilde hasıl olduğu bir ortamda, son bir genel saldırı için harp meclisi toplanır. Çandarlı Halil Paşa, eski iddialarını yineleyerek çekilme kararı alınması konusunda direnir. Zaganos Paşa bu fikre şiddetle karşı çıkar ve Hıristiyanların birleşip saldırıya geçmeyeceklerini, Osmanlı kuvvetlerinin hem deniz hem de karada düşmandan katbekat üstün olduğunu ve korkmadan saldırıya devam edilmesi gerektiğini vurgular. Turahan Bey ve Şehabeddin Paşa onu kuvvetle destekler. Genel saldırı kararı alınır. Sultan, istemeyerek de olsa "kentin taşı toprağı ve binaları benim, kalanı askerin" diyerek 3 gün yağma izni verir. Haber ivedi bir şekilde orduda ilan edilir. Zaganos Paşa, saldırı gününü belirlemek ve hazırlıkları tamamlamak ile görevlendirilir.


  • 27 Mayıs: Münadiler 2 gün sonra genel saldırı olacağını orduda ilan ederler.


  • 28 Mayıs: Askere istirahat izni verilir. Derviş grupları morali yükseltmek adına neferlerin arasına dağılır. Sultan Mehmet, sabah Dolmabahçe'ye gidip donanmaya son direktiflerini verir. Akabinde ordu saflarını dolaşarak askeri yüreklendirir, öğleden sonra otağında kumandanlarını toplar ve mevcut koşullar altında başarıya olan inancını ifade eder. Zaganos, Blakhernai kesimindeki saldırıyı yönetmek için bölgeye intikal eder. Gece vakti asker istirahate çekilir, Osmanlı ordusu tam bir sessizliğe gömülür. Kenttekiler son anın geldiğini hissederek Ayasofya'da büyük bir dini alay düzenlerler. İlahiler ve çanlar şehre vaveyla verir, imparator son mecliste herkesi savunmaya çağırır. Akşam ayasofya'ya gidip dua etmesinin ardından Blakhernai'daki sarayına çekilir.


  • 29 Mayıs: Gece saat 01:30'da Sultan Mehmet, saldırı emri verir. Savunmadakiler surlar üzerinde savaş pozisyonu alırken, halk kiliselere koşuşmuş dua etmektedir. Osmanlı ordusu karadan ve denizden, tekbirler, davul ve nakkare seslerinin sağır edici gürültüsüyle hareket geçer. İlk saldırıyı yaya ve azeblerden oluşan hafif piyade birlikleri gerçekleştirir, düşman yıpratılır. Onlar çekildiği vakit, İshak Paşa kumandasındaki Anadolu askeri saldırıya geçer. Şafaktan bir saat evvel Urban'ın topu ağaçtan müteşekkil siperde büyük bir gedik açar. O zaman sultanın seçkin kuvvetleri olan yeniçeriler, ok ve kargı atışlarının korumasında sarsılmadan gediğe doğru hücum ederler. Mehmet, hendeğin yanına kadar gelerek askerini yüreklendirir. Yeniçerilerin üstün savaş meziyetleri karşısında gedikte cansiperane savaşan düşman birlikleri çaresizlik içerisinde gerilemeye başlar. Top yıkığı kesiminde savaşan savunma birlikleri başkomutanı Guistiniani ağır bir şekilde yaralanır ve Haliç'te bulunan bir Ceneviz gemisine bindirilerek bozgundan kaçırılır. Artık imparator Konstantin yalnız başınadır. Durumu fark eden, "Fatih" olma eşiğindeki genç sultan, yeniçerilerini "top yıkığı" noktasına yönlendirir. Yeniçeriler gediği ivedi bir biçimde ele geçirirler ve hendeğe giren düşmanı yok ederek surların üzerine çıkarlar. Venedik balyozu esir alınmıştır. O esnada deniz surları tarafından Osmanlı Leventleri de kente girmeyi başarmıştır. Konstantin, saray büyükleri ve değerli eşya dolu sandıklarla Haliç'te bekleyen gemiye doğru kaçarken bir azeb grubu ile karşılaşır ve yaşanan çarpışmada hayatını kaybeder.


    Fetih ile beraber, 1100 yılı aşkın süredir varlığını devam ettiren Bizans imparatorluğu artık tarih sahnesinden çekilmiş ve şehirlerin kraliçesi konumundaki İstanbul, Fatih Sultan Mehmet'in hükümdarlığı altında, Roma İmparatorluğu'nun mirasını devralan Osmanlıların eline geçmiştir.


Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page