Tanakh: Eski Ahit’in Anlatısal Yolculuğu
- Umur Ozer
- 15 Kas 2023
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 17 Haz

Eski Ahit'in İbranicedeki karşılığı olan "Tanakh" kelimesi, Yahudi kutsal metinlerinin üç önemli cildinin isimlerinin baş harflerinden meydana gelir. "T" harfi, Musa'nın beş kitabı olan Torah'ı; "N" harfi ", Nevi'im'i yani "Peygamberler Kitabı"nı ve son olarak "K" harfi de Ketuvim'i yani "yazılar" kitabını temsil eder.
Karmaşık dini yasalar sisteminin türetildiği Torah'ın beş kitabının bazı kısımlarını bir kenara bırakırsak, İbrani kutsal kitabı başından sonuna dek bir tarih kitabı olarak da pekala okunabilmektedir. Hikaye, tanrının insanı (erkeği) kendi suretinde topraktan yaratması ile başlar. Akabinde tanrı, Adem ile Havva'ya içinde yaşamaları için Cennet'i verse de onlar tanrıyı hayal kırıklığına uğratırlar ve cennetten kovulurlar. Dünyadaki sürgünlerinde devamlı olarak göç edip durmak zorunda kalan Adem ile Havva'dan kuşaklar sonra tanrı, insanı günahlarından arındırmak için yeryüzüne büyük bir sel yollar ama bu korkunç felaket esnasında dürüst bir adam olan Nuh'u ve ailesini korur. Bilahare tanrı, Nuh'un torunu olan İbrahim'e; çocuklarının ve torunlarının kudretli bir ulus yaratacağını bildirir. Bu gelişmeler yaşanırken aynı zamanda çölde yaşayan bir ailenin olağanüstü hayat macerası da bütün erdemleri ve kusurlarıyla tasvir edilmektedir.
Bir zaman sonra İbrahim'in torunu olan Yakup'un (bkz: İsrail) en sevdiği oğlu olan Yusuf, kıskanç kardeşleri tarafından göçebe bir kabileye satılır ve Mısır'a götürülür. Mısır'da talihi dönen ve kendisini gösterme fırsatı yakalayan Yusuf, zaman içerisinde firavunun en güvenilir danışmanı haline gelir. Bu sırada Kenan Diyarı'nda büyük bir kıtlık yaşanmaktadır. Yakup'un önderliğinde İsrailoğulları "eski küskünlükleri bir kenara bırakarak" Mısır'a göç eder ve buraya yerleşir. Belirli bir zaman zarfının akabinde yeni bir firavun, onların zaten pagan bir toplum tarafından zihinsel olarak köleleştirilmiş durumda bulunan torunlarını fiziksel olarak da köleleştirir. Bunun üzerine tanrı, Musa'ya görünür ve ona İsrailoğulları'nı Mısır'ın boyunduruğundan kurtarma ve özgürlüklerine kavuşturma görevini verir. Esaretlerinin sona ermesiyle beraber Musa'nın önderliğindeki İbraniler, Kızıldeniz'i geçip ıssız topraklara doğru yol alırlar.
Bu sırada Musa'nın liderliği de sürekli sınanmaktadır. Musa, kardeşi Harun'u İsrailoğulları'na başrahip olarak bırakır ve Sina Dağı'na çıkar. Musa burada On Emir'i doğrudan doğruya tanrıdan alır. Bu emirler, Yahudiler tarafından uyulması ve tüm dünyaya yayılması gereken "evrensel yasalar" hüviyetindedir. Lakin Musa dağda iken İbraniler inançlarını yitirirler ve altın bir buzağı inşa ederler. Musa geri döner ve tanrı, yasalara sıkı sıkıya bağlı kalmaları şartıyla onları affeder.
Kırk yıl boyunca çölde dolaşmalarının akabinde başka bir önderin, Yeşaya'nın liderliği altında ve içinde On Emir'i sakladıkları Sözleşme Sandığı'nı da taşıyarak, vaat edilmiş topraklara, "süt ve bal ırmakları akan ülkeye" giriş yaparlar. 12 İsrail kabilesi, Kenan'ın muhtelif yerlerine yerleşir ve yeni bir ulusun nüvesini oluşturmanın ilk adımlarını atmış olur. Bir dönem "yargıçlar" tarafından yönetilirler ve bir zaman sonra Kenanlılar ile olan mücadelelerinde kendilerine liderlik etmesi için bir kral atamaya karar verirler. Son yargıçları olan Samuel'in önderliği altında (MÖ 11. yüzyıl) gevşek bağlara sahip kabile konfederasyonu, bir monarşiye dönüşür. Karizmatik bir savaşçı olan Saul kutsanarak başa geçirilir. Kenanlılar ile yapılan bir savaşın kaybedilmesinden ötürü Saul hayatına son verir ve yerine bir başka büyük savaşçı ve Saul'ün damadı olan Davut gelir.
Yahuda Devleti'ni yıkılmaktan kurtaran Davut'tan sonra ise oğlu Süleyman iktidarı devralır ve başkent Yeruşalim'de "Birinci Tapınağı" inşa eder (MÖ 10. yüzyıl). Süleyman'ın vefatının ardından kuzey kabilelerinden on tanesi İsrail Krallığı'nı kurmak üzere birlikten ayrılır. Davut'un torunları ise Yahuda'da kalır ve devleti idare etmeye devam eder. İsrail krallığı halkı genellikle Baal kültü ile diğer pagan pratikleri tercih ederek ve birbirlerine adaletsizce davranarak onları koruyan tanrılarına (Yehova) sadece göstermelik bir bağlılık duyarlar. Peygamberler, bu şekilde devam ettikleri takdirde "kıyametin" yakın olduğunu vaaz ederek günahkar halkı uyarırlar ancak çabaları beyhudedir. İsrail Krallığı MÖ 700'de Asurlular tarafından istila edilir ve halkı kılıçtan geçirilir. Bu elim hadiseden aşağı yukarı 100 sene sonra yani MÖ 587'de bu sefer de Yahuda Krallığı, Nebukadnezar'ın önderliğindeki Babilliler tarafından istila edilir. Halk, Babil'e sürgün edilir ve 400 sene önce Süleyman tarafından inşa edilmiş olan kutsal tapınak yok edilir. Takriben 50 yıl sonra Yahudiler sürgünden geri dönerek Yeruşalim'in etrafındaki surları onarıp "İkinci Tapınağı" inşa ederler ve bu şekilde Eski Ahit'in anlatısı sona ermiş olur.



Yorumlar